Bugün Mübadeleyi özellikle Didim mübadillerini yazacaktım, onun için oturdum bilgisayarımın başına. Yoran’ı yazacaktım, Didim’de nereye yerleşmişler, nasıl geçinmişler, nasıl alışmışlar, öyle şeyler işte…
Önce ”Mübadele” ne demek diye baktım: Değiş Tokuş demekmiş, irkildim!
Sonra, Didim mübadilleri ile ilgili bilgi aradığımda detay detay anlatılmış çok güzel (http://www.didimportal.com/index.php/tr/208/yoran ) bir yazı buldum.

Didim özelinde özetle; Yunanistan’ın, Selanik kentinin köylerinden gelen muhacirler yerleştirilmiş.
O zamana kadar hiç Türk’ün olmadığı bu bölgeye, mübadillerle birlikte Türkler de yerleşir olmuş. 1930-1940 lı yıllarda yine yöreye gelen muhacirler, Apollon Tapınağı civarına yerleştirilmişler. İçlerinden malını satıp gidenler olmuş, yöredeki yörüklerden gelip yerleşen de. Böylece Didim’in ilk Türk nüfusu yerleşik yaşama başlamış.
Mübadele ile ilgili onca yazı, anı okuduktan sonra sırf Didim mübadillerini konu etmek bana doğru gelmiyor. Sonuçta, mübadele anlaşması imzalandığında, 1.5 milyon Rum, Anadolu’dan Yunanistan’a giderken, 500 bin Türk de, Yunanistan’dan Anadolu’ya gelmiş.
Yani iki milyon insan evinden barkından olmuş, o ana kadar yurdum dediği topraklardan edilmiş, eşinden dostundan uzaklaşmış.
Dün bir imparatorluğun vatandaşı iken bugün bir anda azınlık olmak çok korkutucu olmalı…
Daha da kötüsü mübadele edilecek insanlar tek bir kriterle belirlenmiş ”Din!”
Yunanistan’dan gelecek olanlar Türkçe bilmiyor olsalar dahi, Türkiye ile hiç ilgileri olmasa dahi salt müslüman oldukları için Türkiye’ye yollanmışlar. Türkiye ise katolik ve protestan olanlara kalma izni verirken, ortodoks olanları Yunanistan’a göndermiş.

Ey Gülcemal, Gülcemal, Dört tane direğin var. Aldın gittin yarimi, Ne hain yüreğin var.
Gülcemal, Osmanlı devletinin ilk transatlantik yolcu gemisi. 1920 yılında Türk bayrağı ile ilk seferi İstanbul’dan Newyork’a.
Sadece gezi gemisi değil o;
Türk askerini Yemen’e taşıyan, Balkan savaşının ardından son Osmanlı askerlerini Rumeli’den getiren, binlerce hac adayını Mekke’ye en yakın liman olan Cidde’ye götüren hep Gülcemal.
I.Dünya savaşında asker de taşımış, hastane gemisi de olmuş. Mütareke döneminde Yunanistan ve Mısır’da ki Alman askerlerini Hamburg’a, evlerine de götürmüş.
Bunca işe koşan Gülcemal, sanırım en çok mübadilleri, Yunanistan’dan getirirken zorlanmıştır.


Eğer ilginizi çekerse burada bir mübadilin oğlunun anlattıkları var.
Mübadele kimine göre bir kurtuluş, kimine göre acı bir hikayedir.
One Response
👏👏👏👏👏😘😘😘