Europa, Aegeus ve Minotor; Bir boğanın, Ege Denizine, Avrupa’ya adını verenlerin bir araya gelişlerinin öyküsü.
Hikayenin başlangıcı klasik: Zeus, Hera‘ya rağmen yine çapkınlık peşindedir. Bu kez gözünü kral Agenor’un beş oğlundan sonra doğan kızı Europa’ya dikmiştir.
Europa…

Europa, arkadaşları ile birlikte kırlarda çiçek toplamaktadır.
Zeus ise Olympos’da oturmuş dünyayı izlemektedir.
Bir anda gözüne Europa ilişir ve gözlerini bir türlü ondan alamaz. Şimdi önce Hera’yı atlatmanın sonra da bu güzel kıza ulaşmanın yolunu arar.
İki boynuzunun arasında siyah bir akıtmayla, bembeyaz, güçlü ve alımlı bir boğaya dönüşür.
Çiçek toplamakta olan Europa ise gördüğü bir sürünün içindeki bembeyaz boğadan gözlerini alamaz. Ona yaklaştığında, boğa diz çöker, üzerine binmesini bekler.
Europa’nın sırtına binmesi ile güçlü boğanın yıldırım hızıyla yerinden fırlaması bir olur.
Ve Europa’yı, dağları, tepeleri, dereleri aşarak Girit adasına getirir.
Europa ona Minos, Rhadamanthys ve Sarpedon adında üç erkek evlat verir.
Zeus ise onun adını bir kıtaya vererek ölümsüzleştirir.
Minotor veya Girit Boğası…
Minotor ya da Minotauros veya Girit Boğası…
Minos Boğası anlamına gelir.
Zeus’un ve Europe’nin oğulları Minos, kardeşiyle giriştiği taht kavgasını kazanır. Artık halkına, zaferinin tanrılar tarafından onaylandığını göstermelidir.
Poseidon’dan, kurban edilmek üzere kendisine alımlı bir boğa göndermesini ister.

Duası kabul olur ve olağanüstü güzellikte bir boğa gönderilir.
Ancak boğa o kadar güzeldir ki; Onu kurban etmeye kıyamaz.
Verdiği sözden dönüşü Poseidon’u çok kızdırır. Minos’un karısı Pasiphae’nin boğaya aşık olmasını sağlar.
Bu aşkın sonunda bir boğanın başı ve kuyruğuna sahip Minotor doğar.
Minotor’un bakımını önceleri annesi yapsa da, büyüdükçe vahşileşen çocuğun bakımı zamanla iyice imkansızlaşır.
Minos, mimar Daedalus’a bir labirent tasarlatıp, Minotor’u bu labirente atar.
Aegeus…

Atinalılar’ı yenen Minos, galibiyet sonrası, her dokuz yılda bir yedi genç kız ve yedi genç erkeğin, labirentteki canavar Minotor’a verilmesi için anlaşır.
Atina kralı Aegeus’un oğlu Theseus, yedi genç delikanlının arasına katılarak canavarı yenmek üzere labirente girmeye gönüllü olur.
Eğer canavarı yenebilirse, dönüşte gemisinde beyaz bir yelken açacak, babası da oğlunun zaferle eve dönmekte olduğunu anlayacaktır.
Girit’e giden Theseus ile Minos’un kızı Ariadne arasında aşk başlar.
Ariadne ona labirentten çıkabilmesi için bir ip yumağı verir.
Theseus, öküz başlı canavarı yener, ip yardımıyla labirentten çıkar ve Minos’un kızı Ariadne’yi de alarak gemisine biner.
Mola verdikleri Nakşa adasında, Ariadne’yi unutur.
Atina’ya yaklaştıklarında da gemisine beyaz yelkeni çekmeyi unutur.
Kıyıda gemiyi bekleyen baba, koyu renk yelkenleri görünce, oğlunun başaramadığını düşünerek kendini denize atar.
Babasının intiharı sonrası kral olan Theseus, denize babasının adını verir…