İda dağı için kısaca ”Anadolu’nun Olympos’u” diyebiliriz.
Bugün ise adı ”Kaz Dağları”
Antik çağdan günümüze kadar hem mitolojide hem de Anadolu insanının öykülerinde yerini almış.
Sarıkız…

Kazdağların’da Sarıkız adında çok güzel bir kız yaşarmış. Onun masum güzelliğini çekemeyenler, hakkında ileri geri konuşmaya başlamışlar.
Dedikodular kulağına gelince babası daha fazla dayanamamış ve Sarıkız’ı alarak Kazdağı’nın zirvesine bırakmış.
Sarıkız dağın zirvesinde bir başına ağlarken bir kaz yanına gelmiş ve ona birkaç yumurta vermiş. Bir süre sonra bu yumurtalardan yavru kazlar çıkmış.
Bir gün kaybolan iki yabancının yolu, onun ve kazlarının yaşadığı zirveye düşmüş.
Sarıkız yabancıların karnını doyurup onları kendi yollarına ulaştırmış. Dağdan inen yolcular, gördükleri herkese bu dağlarda çok güzel, ermiş bir kız yaşıyor demişler.
Bu sözler Sarıkız’ın babasına da ulaşınca hemen kızını bulmaya gitmiş.
Yorgun argın kızına ulaşan babası ondan biraz su istemiş. Sarıkız da denize uzanıp aldığı suyu babasına uzatmış.
Babası ne kadar büyük bir hata yaptığını o zaman anlamış.
O günden sonra Kaz Dağlarının en yüksek tepesine Sarıkız denir olmuş.
Hasan Boğuldu…
Bir zamanların İda dağı, şimdinin Kaz dağlarının yerel bir öyküsü daha var:

Yörük Emine ile ova çocuğu Hasan ürünlerini satmak için aynı pazarda tezgah kurarlar.
Zamanla aralarında büyük bir aşk başlar.
Yörük Emine’nin babası, ova çocuğu Hasan’ın, düzenlerine ayak uyduramayacağını düşünür ve evlenmelerine izin vermez.
Gençlerin yalvarmalarına dayanamayan kız babası bir şart koşar; Hasan, kırk okkalık bir tuz çuvalını sırtında, dağın tepesine taşıyacaktır.
Böylece Hasan tuz çuvalını omuzlar ve düşer Emine’nin peşine.
Hasan, yolun yarısında yorulur ve olduğu yere yığılır kalır. Emine onun ardında olmadığını fark ettiğinde, geri dönüp aramaya başlar.
Daha önce hediye ettiği yazmayı gölette gördüğünde ise Hasan’ın boğulduğunu düşünür ve o da kendini çınar ağacına asarak intihar eder.
İşte Emine çınarı ve Hasan Boğuldu göletinin hikayesi…
Mitolojide İda Dağı…
Sahnesi, İda dağı ya da günümüz Kaz Dağları olan pek çok mitolojik öykü vardır.
Zeus ve Hera’nın dillere destan düğünü burada yapılmıştır.
Her zaman taraf tutan tanrılar, Truva savaşında da saflarını belirlerler. Hera, savaşın yönünü değiştirmek için kadınlık cazibesini kullanır. Elbette hikaye yine Kaz Dağlarında geçer.
Hermes ve Aphrodite’nin olağanüstü güzellikteki oğulları Hermaphroditos, onbeş yaşına geldiğinde dünyayı dolaşmaya çıkar.
Karia’da bulunduğu bir gün, güzel bir gölün kıyısına gelir. Bu gölün Salmakis adında bir Nymphe’si vardır. Peri görür görmez Hermaphroditos’a âşık olur ama ne çare aşkının karşılığı yoktur.
O da bir kenara gizlenip beklemeye başlar.
Suyun güzelliğine kapılan delikanlı soyunup göle girer.
Salmakis, saklandığı yerden fırlar ve delikanlıya sıkıca sarılır.
Tanrılara bedenlerinin hiçbir zaman ayrılmaması için yakarır.
Tanrılar Salmakis’i dinlerler ve onları iki cinsli tek bir insan olarak birleştirirler.

Güzellik Yarışması…
Olayları başlatan her zamanki gibi Zeus‘un çapkınlıklarıdır.
Zeus, su tanrıçası Thetis’in peşinde koşmaktadır. Ancak kehanete göre Thetis’in doğuracağı çocuk babasından güçlü olacaktır.
Zeus riske girmek istemez ve Thetis’i bir ölümlü ile evlendirmeye karar verir.
Düğüne kavga ve karmaşa tanrıçası Eris hariç herkes davetlidir.
Eris elbette bunun hesabını sorcaktır!
Altın bir elmanın üzerine ”En güzele” yazar ve tanrıçaların arasına atar.
Bütün tanrıçalar elmayı istese de, asıl rekabet Hera, Athena ve Afrodit arasındadır.
Zeus’tan birini seçmesini isterler.
Zeus ise, başına gelecekleri bildiği için seçimi bir ölümlünün yapması gerektiğini söyler.
Hermes, seçim yapacak ölümlüyü bulmakla görevlendirilir. O da seçmesi için Priamos’un oğlu Paris’i getirir.
Adaylardan Hera sonsuz zenginlik ve Asya’nın krallığını,
Athena komutan olarak zaferler ve asırlar boyu bilgeliği ile anılmayı,
Afrodit ise dünyanın en güzel kadını ile aşk vaat eder.
Paris, Afrodit’i seçer!
Paris’e sunulan ödül, kral Menelaos’un eşi Spartalı Helen’dir.
Oysa ki Helen ve Paris’in aşkı, 10 yıllık Truva savaşını başlatacaktır!!!
2 Responses