İncir ağacı suyu sever, ulaşmak için de köklerini metrelerce derine yollar. Öyle yollar ki hedefine; yoluna ne çıkarsa çıksın etrafından dolanmadan, ezerek, yıkarak…

Kökler öyle kalın, öyle sık, öyle aşağı iner ki; Kötücül ruhlarla bağlantısı olduğuna inanılır. Bu yüzden de incir ağacının altına oturulmaz, üzerinden düşülürse bir daha iflah olunmaz!
Türklerde adı ”Al karısı” veya ”Al anası” , Araplarda adı ”Ümmü sıbyan” olan cinler işte bu ağacın içinde yaşarlar.
Yeni doğan bebeklere, hamile veya lohusa kadınlara musallat olurlar. Musevi efsanelerinde adı;
Lilith!
Hz Adem’ in ilk eşi, ilk feminist…

Adem’i yaratan Allah, onun yalnız kalmasını istemez ve ona eş olarak, yine çamurdan Lilith’i yaratır.
Allah ikisini birlikte yarattığı halde, Adem kendisini üstün görür ama Lilith aynı fikirde değildir. Ona göre ikisi de çamurdan yaratılmıştır, dolayısıyla Adem kendisinden üstün değildir. Üstelik Adem, ilişkileri sırasında da baskın olmak ister.
Daha fazla dayanamayan Lilith, Tanrı’nın yasak ismini söyleyerek cennetten kaçar ve yeryüzünde, Kızıldeniz civarında olduğu rivayet edilen bir mağaraya sığınır. İblisler ve onların kralıyla birlikte olur.
Adem ise yalnızlıktan bunalmıştır ve Lilith’in geri dönmesi için Allah’a yalvarmaktadır. Tanrı, Lilith’e üç melek göndererek geri dönmesini yoksa çocuklarının öldürüleceğini söyler. Lilith geri dönmez ve her gün yüzlerce çocuğu öldürülür.
Lilith acı çekerken, Tanrı, Adem’in kaburga kemiğinden Havva’yı yaratır. Havva, Lililth’e o kadar benzer ki, Adem onun Lilith olduğunu sanır.
Lilith’in döndüğünü düşünen Adem mutlu, her gün yüzlerce çocuğu öldürülen Lilith acılar içindedir. Ve o acıyla Adem’in, Havva’dan olan tüm çocuklarını öldüreceğine yemin eder.
Öykünün Lilith kısmının özeti böyle.

Cennette ise Adem ve Havva’ya iyi-kötü ağacının (elma olduğu da söylenir) meyvelerinin yasak olduğu söylenilmiştir.
Bazı inanışlarda şeytan, kiminde yılan, bazen de yılan kılığına girmiş Lilith, Havva’yı kandırır. O da yasak meyveden koparır ve ısırır.

Sonra Adem’i ikna eder ve onun da ısırmasını sağlar.
Daha önce utanmayı bilmeyen Adem ile Havva, o andan itibaren mahrem yerlerinden utanırlar.
Hemen incir yapraklarından koparıp mahrem yerlerini örterler.
Tabii ki itaatsizliklerinin cezası sadece bu değildir: İkisi de cennetten kovulurlar.
Yeryüzüne indiklerinde birbirlerinden ayrı düşmüşlerdir. En sonunda Arafat dağında buluşana kadar bir başlarına dolaşıp dururlar.
Nihayet bir araya gelip çoğalmaya başladıklarında ”Al karısı”, ”Al anası” ya da hikayemizde ki adıyla ”Lilith” de intikamını almaya başlar.
Evet incir ağacının kökü suya gitmek istediğinde sahiden çok yıkıcıdır ve bu nedenle yukarıda aktardığım örneği gibi kötücül efsanelerde yerini alır.
Diğer yandan incir ağacı kökü harabeleri de örter. Kökleri güçlendikçe meyveleri çoğalır, meyveler çoğaldıkça yaban hayat başlar. İncir ağacı diğer bütün bitkilerden daha fazla yaban hayat besler.
Asya’nın tropik ve tropik altı bölgelerinde gelişen kültürler incir ağacını iktidar sembolü ve ibadet yeri olarak görürler.
Zeytin ağacını da korur incir. İncir ağacı ile zeytin aynı dönemde meyve verir. Doğal olarak zeytin sineği de bu dönemde ürer ve meyveye zarar vermeye başlar.
İncir ağacının meyvesi balını dökmeye başladığında ise sinek zeytini bırakıp incire gider. İncir balı bir süre sonra sinekleri zehirler ve doğa bir kez daha sorunu çözer.
Hem zeytin hem incir sofralarımızdan hiç eksik olmasın.
2 Responses
Cok guzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş
Tebrik ederim