Köpek dostlarımız, hayatımıza dahil olan ilk evcil hayvanlar, evlerimizi, bahçelerimizi, sevgimizi paylaştığımız can yoldaşlarımız, koruyucularımız…
”Abutiu” ise, antik çağdan günümüze, ismini duyuran ilk köpek.
Sahibini sadakatle bekleyen Haçiko,
Dünya yörüngesine çıkan ilk canlı Layka,
Metroya binip İstanbul’u gezen Boji,
Can kurtarmaya gelip, kendi canını veren Proteo…
Yaptıklarıyla, sadakatleriyle gönlümüzde tahtını kuran pek çok ünlü köpek var elbette ama Peritas gibi tarihi etkilemiş köpeklerin yeri bir başka.
Köpek Dostlarımız: Peritas…

Büyük İskender‘in atı Bukefalos gibi adını bir şehire verdiği dostunun adı Peritas.
Bazılarına göre erken Mastiff bazılarına göre Afgan tazısı.
Efsaneye göre, III. Darius ile savaştığı sırada, Pers ordusundaki fillerden biri İskender’e saldırır.
İskender, filin ayakları altında ezilecekken, köpeği Peritas yetişir ve filin dudağını ısırarak, orada asılı kalır.
Peritas’ın saldırısına uğrayan fil, kendi acısının derdine düşer ve böylece İskender de canını kurtarır.
Nihayet savaş sona erdiğinde, İskender köpeğinin adını bir şehire verir.
Ve eski dostun cenazesi, yapılan askeri bir törenle uğurlanır.
İskender hem atına hem de köpeğine vefa göstermiştir.
Peritas’ın hikayesinin bir başka anlatımında ise; Malililer, Hindistan’da İskender’in savaşçılarını tuzağa düşürürler.
Leonnatus, Peritas’ı haber vermesi için İskender’e gönderir.
Köpek, İskender’in yanına tüm gücüyle savaşarak gider. Sahibinin yanına varmak üzereyken bir mızrakla vurulur.
Yine de görevini yapar ve ağır yaralı olarak, İskender’e ulaşmayı başarır.
En sonunda başını Büyük İskender’in kucağına koyar ve canını verir.
Sonraları İskender, kahraman köpeğinin onuruna, Hindistan’ın Peritas kentine onun adını verir.
Köpek Dostlarımız: Antik Dünya…
Köpek dostlarımız, antik dünyada da, mitolojide de önemli bir yer işgal ediyorlardı.
Hayvanların, en sağlıklı olan yavruya öncelik verdiğine, bazen de hastalıklı yavruyu kabul etmediğine sık sık tanık oluruz.
Antik dönem insanı, annenin bu yargısına güvenerek köpeğini seçiyordu:
Önce anne ile yavruları ayır,
Yavruların etrafını, yağa batırılmış ip ile çevir,
Anneyi getir,
İpi ateşe ver,
Sonra da annenin kurtardığı ilk yavruyu al!

Köpeklerinin hepsini böyle mi seçiyorlardı bilinmez ama Antik Yunan’da da köpekler sevilen dostlardı.
Köpekler, Homer’in destanlarında da yerlerini almışlardı.
Kahramanlarımızdan Odysseus, İthaka’ya yeni dönmüştür. Yirmi yıl uzak kaldığı sarayına kılık değiştirerek gider.
Yolda av köpeği Argos’u görür. Yokluğunda, köpeğine çok kötü davranılmıştır.
Homeros’un anlatımıyla, eski sahibini gören Argos, onu hemen tanır. Kuyruğunu sallar, kulaklarını düşürür. Odysseus ise yaşlılıktan ve yıllardır gördüğü kötü muameleden değişen köpeğini tanıyamaz.
Duygusal Argos, tanınmadığı için düşer, ölür.
Ve adı, antik Yunan’da sadakatin simgesi haline gelir.
Köpek Dostlarımız: Mitoloji…
Antik dünya gündelik yaşamında var olan köpek dostlarımızın, mitolojide de yeri vardı elbette.
Artemis’in ava giderken yanına köpeğini aldığını biliyoruz.
Ya da Hades’in kapılarını koruyan Cerberus pek çok öyküde karşımıza çıkar.
Hint mitolojisinde yağmur tanrısı İndra’nın köpeği Şaramadır.
Veya Mayalar’da, yıldırımları Pek isimli köpek kontrol eder.
Mısır mitolojisinde çakal başlı Anubis olur adı.
Köpekler, adları her ne olursa olsun her ülkenin mitolojisinde de yerini alır.
One Response
O kadar değerlilerki kizdiginizda köpek demeyin:)🤌🤌🥰