Didimdeyken

Örümcek

Örümcek geçmişte ve günümüzde pek çok rivayetin konusu olmuştur; Mesela annem cuma günü veya gece saatlerinde örümcek ağı bozulmaz derdi.

Aslında bizde durum biraz farklı, müslümanlar için örümcek, Hz Muhammed’in saklandığı mağaranın kapısını ağıyla örttüğü için bir anlam ifade eder ama diğer kültürlerde bazen olumlu bazen olumsuzdur.

Örümcek Hindistan’da yanılsamayı, Kızılderililer için yaşamda kalabilmeyi ifade ederken, İngilizler’e sabah görürlerse o gün aksilikler yaşayacaklarını düşündürür.

Yunan mitolojisinde de kendine yer bulur…

Athena Yunan mitolojisinde zeka, sanat, strateji, ilham ve barış tanrıçasıdır. İnsanların yaptığı tüm sanat ve işlerin, kadınların yaptığı nakışların koruyucusudur.

Lydia’lı Arakne, gergef işlemekte oya yapmakta rakipsizdir. O kadar ki; Nympha’lar bile onu izlemeye gelirler.

Örümcek ağı

Bir gün periler ona ”Bu kadar güzel gergef işlemeyi sana Athena’mı öğretti” diye sorarlar.

O benimle boy ölçüşebilir mi? Ben bu işte herkesten hatta Athena’dan bile iyiyim diye yanıtlar.

Tabii ki bu konuşma Athena’nın kulağına ulaşır ve o da ihtiyar bir kadın kılığına girerek Arakne’nin yanına gider.

Bir bastona dayanmış, bembeyaz saçlarını dökmüştür. Bir süre Arakne’nin el işlerini inceler ve ona;

Arakne

Sen sanatında çok ileri gitmişsin, fani kadınları geçebilirsin ama bir tanrıçaya meydan okumak doğru değil, onun kudreti ile boy ölçüşemezsin der. Kendini o kadar da büyük görme!

Özgüveni iyice zirvede olan Arakne: İsterse Athena gelsin, ben onunla yarışır ve onu yenerim der.

Daha fazla dayanamayan Athena, büründüğü kılıktan çıkar ve kendi ilahi kılığına geri döner, yarış başlamıştır.

Athena Olympos dağını ve tanrıları, Arekne ise tanrıların aşk hikayelerini işler. Yarışın sonunda, Athena iki işlemeyi de karşılaştırır ve Arakne’nin işinde hiç bir kusur bulamaz. Öfkeyle onun yaptığı gergefi parçalar ve atar.

Gördüğü muamele Arakne’yi çok üzer ve kendini asar. Athena ise buna dayanamaz ve onu canlandırıp, örümcek yaparak sonsuza kadar ağlarının üzerinde yürüme cezası verir.

Afrika mitolojisinde adı ”Anansi”dir, düzenbazdır. Öyküleri, kölelerle birlikte Amerika’ya taşınır ve düzenbaz Nancy Teyze olur.

Örümcek ağı

Gökyüzü tanrısı Wulbari, Anansi‘nin kendisinden daha akıllı olduğunu söyleyerek böbürlendiğini duyar. Ona bir ders vermeye karar verir. Onu yeryüzüne ”Bir şey” bulmaya gönderir ve ”bir şey” in ne olduğunu söylemez. O kadar akıllıysan, ne olduğunu kendin bulursun der.

Anansi yeryüzüne iner ve çeşitli kuşlardan tüyler alarak kendi üzerine yapıştırarak kuş kılığına girer sonra da bir ağacın dalına konar.

Wulbari, ağacın dalına konan bu güzel kuşu görünce şaşırır ve hayvanlara onun ne olduğunu sorar. Hayvanlar bunun yanıtını Anansi‘nin verebileceğini söylerler.

Wulbari, ona soramam çünkü onu bir şey bulması için yeryüzüne gönderdim der. Hayvanlar o şeyin ne olduğunu sorarlar. Wulbari o şeyin güneş, ay ve karanlık olduğunu söyler.

Anansi, artık Wulbari’nin ne istediğini öğrenmiştir. Güneşi, ayı ve karanlığı bir çuvala koyar ve Wulbari’nin yanına gider. Önce karanlığı çıkarır ve kimse bir şey göremez daha sonra ayı çıkarır biraz görünür olur.

En son güneşi çıkardığında ona bakanlar kör olur, gözlerini kırpıştıranlara bir şey olmaz. Böylece dünyaya körlük gelmiş olur.

Bakmayın öyle küçücük göründüklerine, marifetleri büyük onların!!!

Facebook
Twitter
LinkedIn
Email

One Response

  1. Yazılarınız gercekten cok güzel ve bir çoğumuzun bilmediği bilgileri veriyor emeğinize sağlık 👏👏👏

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir